, Japon film yönetmeni, film yapımcısı, senarist ve kurgucu. 57 senelik kariyerinde 30 film1 yöneten Kurosava, sinema tarihinin en önemli ve etkili yönetmenlerinden biri olarak görülmektedir.
Kurosava, 1936 yılında Japon sinema endüstrisine kısa bir süreliğine ressam olarak girdi. Çeşitli filmlerde yönetmen yardımcısı ve senarist olarak çalıştıktan sonra 1943 yılında II. Dünya Savaşı sıralarında ilk filmi olan popüler aksiyon filmi Sugata Sanshiro'yu çekti. Savaştan sonra 1948 yılında Drunken Angel filmini çekti. Bu filmde o zamanlar tanınmayan bir aktör olan Toshirō Mifune'yi başrolde oynattı. Ve yine bu filmle Japonya'daki gelecek vadeden genç yönetmenler arasındaki yerini sağlamlaştırdı. Daha sonra bu iki adam birlikte 15 film daha çektiler.
Kurosava'nın önemli filmlerden Raşamon filminin ilk gösterimi Tokyo'da 1950 yılında yapıldı. Film 10 Eylül 1951'de Venedik Film Festivali'nde, Altın Aslan ödülünün sürpriz kazananı oldu. Ve sonradan Avrupa ve Kuzey Amerika'da gösterime girdi. Bu filmin batı pazarında yakaladığı reklam başarısı ve olumlu eleştiriler Japon sineması için bir ilkti. Böylece Kurusava'nın bu başarısı diğer Japon yönetmenlere de uluslararası arenada tanınma olanağı tanıdı. 1950'li yıllardan 1960'lı yılların başına kadar Kurosava, aşağı yukarı her sene bir film üretti. Bunların içinde, Ikiru, Yedi Samuray ve Yojimbo gibi bazı filmler yüksek derecede saygınlık kazandı. 1960'ların ortalarından sonra Kurosava'nın daha az verimle çalıştı. Ama son zamanlarında yaptığı işlerinden son iki epik filmi Kagemusha ve Ran ile ödüller almaya devam etti. Bunların içerisinde Kagemusha filmi için aldığı Altın Palmiye ödülü de vardır.
1990 yılında Akademi Ödülleri'nin verdiği Akademi Onur Ödülü'nü kabul etti.23 Ölümünden sonra AsianWeek dergisinde "Sanat, Edebiyat ve Kültür" kategorisinde "Yılın Asyalısı" olarak isimlendirildi ve CNN tarafından "Son 100 yılda Asya'nın gelişmesine en çok katkıda bulunan insanlardan (beşliden) biri" seçti.4
Kurosava, 23 Mart 1910 tarahinde Tokyo'nun Shinagawa bölgesinde doğdu. Babası Isamu, Akita Prefecture'den gelen bir samuray ailesinin eski üyesiydi. Ordunun Beden Eğitimi Enstitüsü'nün orta okulunda yönetici olarak görev yaptı. Kurosava'nın annesi, Osaka'da yaşayan bir tüccar aileden geliyordu. Akira, bu kısmen varlıklı ailenin çocukları arasında arasında sekizincisi ve en genç olanıydı. Kurusava doğduğunda, iki kardeşi büyümüştü ve biri de ölmüştü. Kurosava ise geriye kalan 3 kız ve 1 erkek kardeşi ile büyüdü.56
Babası, Kurosava'yı bedensel egzersizlere teşvik ederken bir yandan da onu batı geleneklerini tanımaya, tiyatro görmeye ve eğitici değeri olan sinema filmlerini izlemeye teşvik ediyordu. Böylece Kurosava 6 yaşındayken film izlemeye başladı.7 Kurosava, ilk ve ortaokulda silik bir öğrenci oldu. Okula yeni gelen öğretmeni Bay Tachikawa(Taçikava) yenilikçi eğitim uygulamalarıyla onu teşvik etti. Kurosava, Taçikava'yı büyümeme sebep olan ikinci gizli güç diye tanımlar.8 Taçikava, çizim konusunda öğrencileri ne istiyorsanız onu çizin deyip serbest bırakarak ve Kurosawa'nın resmine övgülerle en yüksek notu vererek, okuldan nefret eden Kurosawa'nın resim derslerine daha bir heyecanla koşmasına neden oldu.9 Ve resme olan aşkını başlattı. Bu dönemde Kurosawa, hat sanatı ve kendo ile de ilgilendi.10
Kurosava'nın çocukluğunda etkisi olan bir başka faktör ise kendinden 4 yaş büyük abisi Heigo Kurosava'ydı. 1923'te yaşanan Büyük Kanto Depremi'nin sonrasında, Tokyo harap olmuştu. Heigo, 13 yaşındaki Kurosava'yı yanına alarak ona depremin yıkımını tüm gerçekçiliğiyle gösterdi. Kurosava, her tarafa dağılmış insan cesetleri ve dağılmış hayvan gövdelerine bakmak istemedi. Heigo ise ona uzağa bakmayı yasakladı. Bunun yerine, Akira'yı korkularıyla yüzleştirek cesaretlendirdi. Bazı eleştirmenler, bu olayın Kurosava'nın sanat kariyerini etkilediğini ve nadiren işlerindeki hoş olmayan gerçeklere yüz yüze gelmeye kararsız kaldığını yorumladılar.1112
Heigo bilimsel olarak kabiliyetliydi, lakin Tokyo'nun en önde gelen liselerinden birine girmeyi başaramayınca kendisini ailenin geri kalanından ayırmaya başladı. Ve kendisini ilgi alanı olan yabancı edebiyata odaklamaya başladı.13 1920'lerin sonlarında, Tokyo tiyatrolarında yabancı filmleri anlatan bir Benşi (Sessiz film anlatıcısı) oldu. Bu alanda kendine bir isim yaptı. Akira bu zamanlarda bir ressam olmayı planlıyordu.14 Abisinin yanına taşındı ve ayrılmaz bir ikili oldular.15 Heigo vasıtasıyla, Kurosava birçok Avrupa sineması filmini görme imkânı buldu ve bunlarında yanında tiyatro ve sirk performanslarını izledi.16 Bir yandan da yaptığı resim işlerini ve tablolarını Solcu Proleter Sanatçılar Derneği'ne gösterdi. Buna rağmen ressamlığı hayatını sürderecek bir iş olarak yapamadı. Çoğu proleter solcunun tuvallere gerçekleşmemiş politik ideallerini koyma hareketini algılayan Kurosava, resme karşı heyecanını kaybetti.17
1930'lu yılların başlarında sesli filmlerin çoğalmasıyla Heigo gibi sessiz film anlatıcıları işlerini kaybetmeye başladılar. Ve Kurosava ailesinin yanına geri döndü. Temmuz 1933'te, Heigo intihar etti. Kurosava yazdığı biyografi kitabında abisinin ölümünden "Anlatmak İstemediğim Bir Öykü" başlığıyla bahseder.18 Ve bu olayın onu daima belirsikliklere sürüklediğini ve bunu bir daha hiç hatırlamak istemediğini söyler.19 Sadece 4 ay sonra Kurosava'nın büyük abisi de yaşamını yitirdi. Akira'nın 23 yaşındaydı ve erkek kardeşlerinden sadece biri ve diğer üç kız kardeşiyle yaşamını devam ettirdi.2021
1935'te, P.C.L. olarak bilinen Photo Chemical Laboratories yeni stüdyolarında yönetmen yardımcılarının arandığına dair reklamlar verilmişti. Daha önce sinema sektörüne hiç duymamasına rağmen Kurosava, gerekli makaleyi stüdyoya sundu. Adaylardan istenen bu makale onlara Japon sinemasının temel eksiklerini ve bu eksiklerin üstesinden gelme yollarını soruyordu. Kurosava'nın yarı alaycı görüşü eğer sorunlar varsa, bunların çözümü olmadığına dairdi. Kurosava'nın makalesi onu bir sonraki sınavlara geçirdi. İmtihanı yapanlar arasında yönetmen Kajirō Yamamoto'nun da olduğu bir heyer Kurosava'yı da seçilenler arasına aldı. Ve 1936'nın Şubat ayında Kurosava 23 yaşındayken stüdyoda işe başlamış oldu.2223
Kurosava, yönetmen yardımcılığı yaptığı 5 sene içerisinde birçok yönetmenle çalışma fırsatı buldu. Ama gelişiminde en etkili isim Kajiro Yamamoto'ydu. Yönetmen yardımcısı olarak çalıştığı 24 filmden 17'sinde Yamamoto'nun yardımcılığını yaptı. Bunlardan birçoğu "Enoken" takma adıyla bilinen popüler aktör Kenichi Enomoto'nun da oynadığı komedi filmleriydi.24 Yamamoto, Kurosava'nın yeteneğini eğitti. Onu bir sene içerisinde üçüncü yönetmen yardımcılığından baş yönetmen yardımcılığına getirdi.25 Ve Kurosava'nın sorumlulukları arttı. Ve sahne yapımı, mekan tespiti, senaryo düzeltmesi, provalar, ışık, dublaj, kurgu ve ikinci takımın yönetmenliği gibi çeşitli işlerde çalışmaya başladı.26 Kurosava, son asistanlığını yaptığı Horse (Uma, 1941) filminde filmin yönetmeni Yamamoto'nun başka bir film çekmesi nedeniyle çekimlerin büyük bir bölümünü yönetmen olarak üstlendi.27
Yamamoto'nun Kurosava'ya verdiği önemli tavsiyelerden biri de iyi bir yönetmenin aynı zamanda senaryo yazma konusunda ustalaşması gerektiğiydi.28 Kurosava daha sonra senaryo yazarak yönetmen yardımcılığından daha fazla para kazanabileceğini fark etti.29 Daha sonra tüm filmlerinin senaryolarını ya kendi yazdı ya da ortaklaşa yazdı. Ve çoğu kez başka yönetmenler için de senaryo yazdı. Senaryo yazmak Kurosava'ya 1960'lara kadar daima iyi bir ek gelir sağladı, Kurosava daha sonraları ise dünyaca ünlü biri oldu.3031
1941'de piyasaya çıkan Horse filminini izleyen iki sene boyunca, Kurosava yönetmenlik kariyerinin çıkış filmini yapacak bir senaryo arayışına girdi. 1942'nin sonlarına doğru, Japonya'nın Amerika Birleşik Devletleri ile savaşının başlamasından bir sene sonra, Kurosava ilk filmi için bir kitaptan ilham aldı. Musashi Miyamoto isimli bu kitap yazar Tsuneo Tomita'nun bir judo ustası ile ilgili bir romanıydı. Kitabın reklamlarındaki genç ve bıçkın judo ustasından etkilenen Kurosava, Toho stüdyolarına giderek bu kitabın haklarını satın almalıyız diye rica etti. Toho'daki yetkili Morita ona güvendiğini lakin yine de kitap çıktığında bir okuyup gelmesini söyledi. Kurosava kitabı basıldığı gün aldı ve bir çırpıda bitirdi. Kurosava içgüdüsüyle doğru bir hamle yapmıştı. Çünkü birkaç gün içinde bazı büyük Japon stüdyoları kitabın haklarını satın almak istedi. Kitabın yazarının karısının Kurosava'yı sevmesi nedeniyle Toho kitabın haklarını satın aldı.32 Böylece, Kurosava yönetmen olarak ilk filmi için film öncesi çalışmalara başladı.33
Kurosava'nın ilk filmi olan Sugata Sanshiro'nun çekimlerine Yokohama'da Aralık 1942'de başlandı. Çekimler düzgün geçmişti lakin tamamlanmış filmin sansürü geçmesi kolay olmadı. Dönemin Japon sansür kurulu yapılan işi çok "İngiliz-Amerikan" tarzı buldu. Yönetmen Yasujiro Ozu'nun destek verici müdahalesi ile film sansür kurulunda kabul gördü. Ve Kurusova 33 yaşındayken, 24 Mart 1943'te piyasaya sürüldü. Film hem eleştirisel hem de ticari olarak başarı yakaladı. Yine de, sonradan sansür kurulu filmin 18 dakikasını kesmeye karar verdi. Bu 18 dakikanın çoğunun günümüzde kayıp olduğunu düşünülür.3435
The Most Beautiful filmiyle savaş zamanı işçi kadınlarını konu aldı. Bu film 1944'ün başlarında çektiği yarı belgesel tarzı bir propaganda filmiydi. Kurosava, daha gerçekçi performans elde etmek amacıyla çekimler boyunca kadın oyuncuları gerçek bir fabrikada konaklattı. Fabrika için üretilen yemeklerden yedirtti ve onlara karakterlerinin ismiyle seslendi. Kurosava benzer metotları kariyeri boyunca da kullanmıştır.3637
Çekimler boyunca, kadın fabrika işçilerinin liderini oynayan kadın oyuncu Yōko Yaguchi aktris meslektaşlarının isteklerini yönetmen Kurosava'ya iletmek için seçilmişti. O ve Kurosava sık sık sonu gelmeyen anlaşmazlıklara giriyorlardı. Bu anlaşmazlıklar ikiliyi mantığa aykırı olarak birbirine yakınlaştırdı. Yaguchi, iki aylık hamile iken ikili 21 Mayıs 1945'te evlendiler. Ve ikili, Yaguchi 1985 yılında ölene kadar birlikteydiler.3839 Bu birliktelikten iki çocukları oldu, bunlardan erkek olan Hisao 20 Aralık 1945'te dünyaya geldi. Babasının son zamanlardaki bazı projelerinde ona prodüktör olarak yardım etti. Ve diğer çocukları Kazuko, 29 Nisan 1954'te doğdu ve bir kostüm tasarımcısı oldu.40
Evliliğinden kısa bir süre sonra, çıkış filmi Sugata Sanshiro'nun bir devam filmini çekmesi için stüdyo tarafından Kurosava'ya baskı yapıldı. Propaganda amacı taşıyan Sanshiro Sugata Part Two isimli bu film 1945'in Mayıs ayında ilk kez gösterime girdi. Genel olarak Kurosava'nın en zayıf filmi olarak görülür.4142434445
Kurosava sansür kurulunun kolaylıkla onaylayacağı ve maliyeti düşük bir film için senaryo yazmaya karar verdi. The Men Who Tread On the Tiger's Tail isimli, Kanjinchō isimli kabuki oyunundan uyarlanan ve başrolünde komedyen Enoken'in oynadığı bu film 1945 Eylül'ünde piyasaya sürüldü. Enoken, Kurosava'nın yönetmen yardımcılığı zamanlarınla sürekli çalıştığı bir isimdi. Bu zamanlarda, Japonya teslim olmuştu ve İşgal Japonyası başlamıştı. Filmin çekiminde ilginç bir tesadüf de yaşanmıştı. Kurosava bir gün çekimlerini yaparken Amerikalı bir grup amiral ve yüksek rütbeli Amerikan subayı sete gelerek filmi sessizce izleyip gittiler. Kurosava bu kişilerden birinin ünlü yönetmen John Ford olduğunu ise sonralardan Londra'da John Ford ile tanıştığında öğrenecekti.46 Bu dönemde sansür kurulu, Amerikanların eline geçmişti. Sansür kurulu tarafından incelenen filmler ile ilgili raporlar Amerikan Ordusu Genel Karagâh'ına yollandıktan sonra onay alınıyordu. Japon sansürcüleri filmi Kanjinchō'nun gülünç düşürülmüş bir taklidi olarak gördüğü için Kurosava kurul üyeleriyle tartıştı. Bu tartışma neticesinde kurul raporu Karargâh'a yollamadığı için film yasadışı sayıldı ve Amerikanlar tarafından yasaklandı. Lakin üç sene sonra tesadüfen Amerikan Karargâhı'nın bölüm başkanı filmi izledi ve çok ilginç bulduğu için yasaklamayı kaldırttırdı.47
Savaş bittiğinde, işgalcilerin demokratik idealleri insanların dikkatini topluyordu. Kurosava kendisine saygısını tekrar kazanabilmesi için kişisel ve kendine özgü filmler çekmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu tarzda ilk filmi No Regrets for Our Youth oldu. Filmin senaryosu, 1933'te gerçekleşen Takigawa kazası ve Hotsumi Ozaki'nin savaş zamanındaki casusluk hususundan ilham almıştı. Japonya'nın savaş öncesi politik baskı düzenini eleştiriyordu. Alışagelmişin dışında, yönetmenin ana karakteri bu sefer bir kadın karakterdi. Yukie isimli bu karakter, orta sınıfın üzerinde doğmuş ayrıcalıklı biriydi. Ve politik krizin içerisinde kendi değerlerini yargılıyordu. Filmin orijinal senaryosu, tartışmalı temasından ötürü büyük ölçüde yeniden yazıldı. Ve ana karakterin kadın olması eleştirmenleri ikiye bölmüştü. Ama yine de film, seyirci tarafından uygun bulundu. Savaş sonrası, filmin isminin, "No Regrets for... (...için pişmanlık yok)", herkesçe bilinir hale gelmiş olan çeşitli söz dizimi versiyonları yapıldı.48495051
Kurosava'nın bir sonraki filmi One Wonderful Sunday, Temmuz 1947'de ilk kez gösterime girdiğinde çeşitli eleştiriler aldı. Nispeten karışık olmayan ve duygusal aşk hikâyesiydi. Film, savaş sonrası Tokyo'sunda savaşın fakirleştirdiği bir çiftin bir haftalık izin günlerindeki eğlencesini anlatıyordu. Film, Frank Capra, D.W. Griffith ve Friedrich Wilhelm Murnau gibi yönetmenlerin etkilerini taşıyordu.5253 1947 yılında Kurosava'nın katılımıyla bir başka film piyasa çıktı. Aksiyon, macera ve korku türündeki Snow Trail isimli bu film Senkichi Taniguchi tarafından yönetildi. Kurosava ise bu filmin senaryosunu yazmıştı. Bu film genç aktör Toshirō Mifune'nin çıkış filmi oldu. Kurosava ve onun akıl hocası Yamasan, Toho stüdyolarını Mifune ile anlaşması için ikna etmişti. Genç aktör, giriş sınavında Kurosava'yı oldukça etkilemişti, ama diğer juri üyelerini ise kendinden soğutmuştu.54
Kurosava, prodüktör Sōjirō Motoki ve Kurosava'nın yönetmen arkadaşları Kajiro Yamamoto, Mikio Naruse ve Senkichi Taniguchi birlikte Eiga Geijutsu Kyōkai(Film Sanat Derneği) isimli özgür bir prodüksiyon birimi kurdular. Kurosava, Kazuo Kikuta, Taniguchi'nin birlikte ekranlara uyarlardığı çağdaş bir tiyatro oyunu bu organizasyonun çıkış işi ve Daiei stüdyoları'nın da ilk filmi oldu. The Quiet Duel isimli bu filmde Toshirō Mifune'nin canlandırdığı ana karakter, frengi hastalığıyla mücadele eden idealist bir doktordu. Böylece Kurosava, sürekli aynı ganster rollerini oynayan Mifune'yi bu rolden ayırıyordu. Film, Mart 1949'da piyasaya çıktı. Gişe başarısı iyiydi lakin genel olarak yönetmenin daha az önemli filmlerinden biri olarak görüldü.55565758
1949'deki ikinci filmi yine Film Sanat Derneği tarafından prodükte edilmişti. Shintōhō tarafından Stray Dog ismiyle piyasaya sürüldü. Bu dönemde Kurosava'nın en çok övülen işi oldu. Stray Dog, belki de Japonya'da tarz olarak ilk önemli dedektif filmiydi.
Scandal filmi, Shochiku stüdyosu tarafından Nisan 1950'de piyasaya sürüldü. Film, yönetmenin deneyimlerinden, anger towards ve Japon sarı gazeteciliğinden ilham almıştı. Film, mahkeme salonunda geçen konuşma özgürlüğü ve kişisel sorumluluklar üzerine sosyal bir filmdi. Ama Kurosava'nın da kabul ettiği üzere ve neredeyse tüm eleştirmenler, bitmiş projenin tatmin edici olmadığını ve konuya odaklanamadığını söyledi.59606162
Kurosava'nın 1950'lerdeki ikinci filmi ise Rashomon'du. Bu film yönetmene yeni bir izleyici kitlesi kazandırdı.
Scandal filmi bittikten sonra, Daiei stüdyolarına yanaştı ve onlar için yeni bir film yapmayı teklif etti. Kurosava, genç arzulu bir senarist olan Shinobu Hashimoto'dan bir senaryo almıştı. Sonraları bu senaristle beraber 8 film daha yazdılar. Bu senaryo, Ryūnosuke Akutagawa'nın deneysel kısa hikâyesi In a Grove{{'}}dan esinlenmişti. Bu hikâyede, bir samurayı öldüren ve karısına tecavüz eden bir katilin hikâyesi, çeşitli ve çelişkili bakış açılarından anlatılıyordu. Kurosava senaryodaki potansiyeli gördü. Ve Hashimoto'nin yardımıyla hikâyeyi geliştirdiler ve cilaladılar. Daha sonra senaryoyu Daiei stüdyosuna götürdüler. Stüdyo ise filmin bütçesinin düşük olmasından dolayı projeyi mutlulukla kabul etti.63
Kurosawa's three consecutive movies after Seven Samurai had not managed to capture Japanese audiences in the way that that film had. The mood of the director's work had been growing increasingly pessimistic and dark, with the possibility of redemption through personal responsibility now very much questioned, particularly in Throne of Blood and The Lower Depths. He recognized this, and deliberately aimed for a more light-hearted and entertaining film for his next production, while switching to the new widescreen format that had been gaining popularity in Japan. The resulting film, Gizli Kale, bir orta çağ prensesi, onun sadık generali ve iki köylünün evlerine ulaşabilmek için düşmanın sınırlarında yolculuk etmesini konu alan bir aksiyon-macera filmiydi. Aralık 1958'de ilk kez yayınlandı. Gizli Kale filmi Japonya'da muzammam bir gişe başarısı kazandı. Ve eleştirmenler tarafından sıcak karşılandı. Bugün, film, Kurosava'nın en az çaba harcadığı filmi olarak düşünülmesine rağmen popüler kalan bir filmi oldu. En önemsiz filmi de değildi. Çünkü George Lucas'ın büyük popülerlik kazanan uzay operası Star Wars'a büyük etkileri olan bir filmdi.
Kurosava'nın Toho stüdyolarıyla olan ayrıcalıklı kontratı 1966'da sona yaklaşmıştı. 56 yaşındaki yönetmen ciddi olarak bir değişiklik yapmayı düşündü. Yerli film endüstrisindeki sorunları gözlemledi ve yurt dışından düzinelerce teklif almıştı. Japonya dışında çalışma fikri daha önce hiç olmadığı kadar ilgisini çekti.64
Kurosava, ilk yabancı yapımlı projesinin hikâyesi için Life dergisinin bir makalesinden yola çıktı. Embassy Pictures yapımı aksiyon korku filmi, İngilizce filme alınacaktı ve filmin ismine Runaway Train denildi. Bu film, yönetmenin ilk renkli filmi olacaktı. Ama dil konusunun büyük bir sıkıntı olduğu ortaya çıktı. Çünkü filminde senaryosunun İngilizce versiyonu filmin başlangıç tarihi 1966 sonbaharına bile yetişememişti. Çekimler için kar yağması gerekiyordu ve böylece çekimler bir sonraki yılın sonbaharına ertelendi. Daha sonra, 1968 yılında, çekimler iptal edildi. Neredeyse 20 sene sonra Hollywood'da çalışan bir başka yabancı yönetmen Andrei Konchalovsky, Runaway Train isimli bu filmi çekti. Lakin filmin senaryosu Kurosava'nın yazdığından tamamen farklıydı.65
Yönetmen bu sırada daha iddialı bir Hollywood projesiyle ilgilendi. Tora! Tora! Tora! ismindeki bu film, 20th Century Fox ve Kurosawa Production tarafından finanse edildi. Ve hem Amerikan hem de Japon bakış açısından Japonların Pearl Harbor Saldırısını konu aldı. Kurosava filmin Japon bakış açısı kısmını devralırken, Amerikalı yönetmen Richard Fleischer ise filmin Amerikan bakış açısından çekilecek kısımlarını devraldı. Kurosaa senaryo için Ryuzo Kikushima ve Hideo Oguni ile birlikte birkaç ay çalıştı. Ama yakın zamanda proje ortaya çıkmaya başladı. Kurosava, Amerikan sekanslarını ünlü yönetmen David Lean'in yöneteceği söylendiğinden projeye dahil oldu.66 Lakin bu bir yalandı ve David Lean projeye hiç dahil olmamıştı.67 Kurosava bunu öğrenince projenin çekimlerinden kendini kovdurmayı denedi ve başarılı da oldu.68 Bütçe kesintileri ve Japon sekansları 90 dakikadan uzun olamayacak olması üzerine, Kurosava'nın senaryosu gözden geçirildi. Bazı revizyonlardan sonra, aşağı yukarı son halini almış kesilen senaryo Mayıs 1968'de kabul edildi. Çekimler Aralık'ın başında başladı. Ama Kurosava sadece 3 hafta yönetmen olarak çalıştı. Tanıdık olmayan film ekibir ve Hollywood prodüksiyonlarının gereklilikleri ile mücadele etti. Çalışma metodları Amerikan prodüktörlerin kafasını karıştırmıştı. Prodüktörler en sonunda yönetmenin kafadan rahatsız olduğunu sonucuna vardılar. 1968'in yılbaşı gününde, Amerikanlar, Kurosava'nın projeden "yorgunluk" sebebiyle için ayrıldığını duyurdu. Ve onu kovdular. Daha sonra Kurosava'nın yerine onun sekanslarını çekmesi için Kinji Fukasaku ve Toshio Masuda isimli iki Japon yönetmen getirildi.69
Tora! Tora! Tora!, en sonunda isteksiz eleştirilerle birlikte 1970 Eylül'ünde piyasaya çıktı. Eleştirmen Donald Richie'e göre Kurosava'nın kariyerinin "neredeyse tam anlamıyla trajedisi" idi. Hayatının yıllarını lojistik açıdan kâbus olan bu projeye vermişti. Ve sonunda filmin çekim aşamasına katkıda bulunamamıştı. İsmini filmin kredi yazılarından kaldırdı. Lakin Filmin senaryosunun Japon bakış açısı kısmı hâlen onun ve onun ortak yazarlarının yazdığı içerikler içeriyordu. Daha sonra hayatı boyunca iş birliği yaptığı yazar Ryuzo Kikushima ile yabancılaştı ve onunla bir daha asla çalışmadı. Proje, Kurosava'nın kendi yapım şirketinde kazara yolsuzluğa maruz kalmıştı. Kurosava'nın akıl sağlığı konusunda sorular ortaya çıktı. En kötüsü de Japon film endüstrisi (belki de Kurosava'nın kendisi de) onun bir daha film yapamayacağından şüphelenmeye başlamıştı.7071
Fazlasıyla reklamı yapılmış ama bir fiyasko olarak sonuçlanmış *Tora! Tora! Tora!*filminden sonra, Kurosava hâlen iş gördüğünü kanıtlamak için hemen yeni bir projeye geçti. Ona yardım arkadaşlarından ve ünlü yönetmenler Keisuke Kinoshita, Masaki Kobayashi ve Kon Ichikawa'dan geldi. Bu isimler daha önce 1969 senesinin Temmuzunda Kurosava ile birlikte Yonki no kai (4 Şövalyeler Kulübü) isimli bir prodüksiyon şirketi kurmuştu. Aslında planları her yönetmenin birer film çekmesi olsa da, Kurosava'ya büyük bir motivasyon olacağı gerekçesiyle sadece Kurosava'nın başarılı bir film yapmasına karar verdiler, böylece o sinema sektörüne geri dönmenin bir yolunu bulacaktı.7273
İlk projenin, Dora-Heita isimli bir dönem filmi olması teklif edildi ve bu yönde çalışıldı. Lakin bunun çok pahalı olacağı varsayıldı. Ve Shūgorō Yamamoto romanından uyarlayacakları Dodes'ka-den isimli bir film üzerine çalışma kararı verdiler. Film, fakirlik ve muhtaçlık hakkındaydı. Film, Kurosava standartlarına göre çabuk olan 9 hafta gibi bir sürede çekildi. Kurosava'nın azmi, onun hâlen çabuk ve düşük bütçeli aynı zamanda etkili işler yapabileceğini kanıtladı. Bu film Kurosava'nın ilk renkli filmi oldu. Kurosava filmde kendi yaptığı tabloları kullandı. Ve film 1970 senesinin Ekim ayında Japonya'da gösterime girdi. Filmin eleştirisel başarısı düşüktü. Seyircisinin de ilgisini çekmedi. Filmin kaybettiği para 4 Şövalyeler Kulübü'nün dağılmasına neden oldu.74 Bu filmin başarısızlığı, bir sene sonra Kurosava'nın yaptığı intihar girişiminde de etkili oldu.75
Film çekecek para bulamayan ve iddialara göre sağlık problemleri nedeniyle acı çeken Kurosava, kırılma noktasına ulaşmıştı. 22 Aralık 1971'de bileklerini ve birkaç kez de boğazını kesti. Bu intihar girişimi başarısız oldu ve yönetmen oldukça kısa sürede sağlığına tekrar kavuştu. Kurosava artık ev hayatına sığınmıştı ve bir daha hiç film çekip çekemeyeceği konuşunda kararsızdı.76
1973'ün başlarında, Sovyet Mosfilm stüdyosu yönetmene yakınlaştı ve eğer o da isterse onunla çalışmak istediklerini söyledi. Kurosava, Rus kâşif Vladimir Arsenyev'in otobiyografik eseri Dersu Uzala{{'}}nın bir uyarlamasını yapmayı tavsiye etti. Kitap, doğa, medeniyet tarafından işgal edilmeden önce de doğa ile uyum içinde yaşayan bir avcı hakkındaydı. Kurosava bu filmi 1930'lardan beridir yapmak istiyordu. Aralık 1973'te, 63 yaşındaki Kurosava, kendisine yakın 4 yardımcısı ile Sovyetler Birliği'ne yola çıktı. Ve bir buçuk sene ülkede kaldı. Çekimler Mayıs 1974'te başladı, fazlasıyla şiddetli doğa koşullarında emek isteyen şekilde devam etti. Film, Nisan 1975'te hazırdı. Kurosava, Haziran ayında tamamen bitkin ve ev hasreti içinde Japonya'ya ailesinin yanına döndü. Dersu Uzala filminin ilk gösterimi Japonya'da 2 Ağustos 1975'te yapıldı. Ve güzel bir gişe başarısı yakaladı. Japonya'daki eleştirmenler suskunken, film yurt dışında iyi eleştiriler aldı. Moskova Uluslararası Film Festival'inde Altın Küre ödülünü kazandı. Yine Yabancı Dilde En İyi Film Akademi Ödülü kazananı oldu.7778
Kendisine televizyon projeleri teklif edilmesine rağmen o film piyasası dışında çalışmaya sıcak bakmadı. Yine de içkiyi seven yönetmen 1976'da yayınlanan Suntory viskisi reklam serilerinde görünmeyi kabul etti. Bir daha asla film yapamayacağı korkusuna rağmen yönetmen, çeşitli projelerde çalışmaya devam etti. Senaryolar yazdı ve detaylı illüstrasyonlar(storyboardlar) yaptı. Çekmek istediği filmlere dair arkasında görsel kayıtlar bırakmak istiyordu. İstediği filmleri çekmeyi başaramamıştı.79
1977'de, Amerikan yönetmen George Lucas, Yıldız Savaşları filmini yayınladı. Kurosava'nın Gizli Kale ve daha birçok filminden etkilenen Yıldız Savaşları büyük bir başarı elde etti. Lucas, birçok Yeni Hollywood yönetmeni gibi Kurosava'yı rol modeli olarak düşündü. Ve Japon yönetmenin finansal yetersizlikten dolayı film yapamadığını öğrenince şoke oldu. İkili San Fransisco'da 1978 yılının Temmuz ayında buluştu. Ve Kurosava'nın finansal olarak en uygun filmi Kagemuşa hakkında tartıştılar. Bu didaktik hikâye orta çağdaki büyük bir klana sahip bir Japon lordunun dublörü olan bir hırsız hakkındaydı. Lucas, Kurosava'nın senaryosundan ve film için yaptığı illüstrasyonlardan bir hayli etkilenmişti. 20th Century Fox yapım şirketiyle konuşarak onlara Kurosava'yı işe almaları konuşunda baskı yaptı. Stüdyo Kagemusha{{'}}nın çekimlerine başlamadan 10 yıl önce Kurosava'yı işten atan stüdyoydu. Daha sonra Lucas, arkadaşı Francis Ford Coppola'yı da ortak prodüktör olarak işe aldı.80
1995'te geçirdiği kaza sonrasında Kurosava'nın sağlığı kötüleşmeye başladı. Hayata veda etmeden önceki son yarım yılda, beyni keskin ve canlı kalırken, vücudu iflas etti. Yönetmen yatağa hapsolmuş şekilde evde müzik dinliyor ve televizyon izliyordu. 6 Eylül 1998'de ise Kurosava 88 yaşındayken Setagaya semtinde felç geçirerek öldü.
Kurosava öldükten sonra bazı filme alınmamış senaryoları filme çekildi. Bunlardan biri olan After the Rain filmi, Takashi Koizumi tarafından yöneltildi ve 1999'da piyasaya sürüldü.8182 Ve bir diğeri Kei Kumai tarafından yönetilen The Sea is Watching filmi 2002'de izleyiciyle buluştu.83 Yonki no Kai ("Dört Şövalyenin Kulübü") isimli, Kurosawa, Keisuke Kinoshita, Masaki Kobayashi ve Kon Ichikawa isimlerinden oluşan bir takım Dodeskaden isimli bir senaryo hazırlamıştı. Bu senaryo Dora-Heita ismiyle 2000 senesinde filme alındı ve piyasaya sürüldü. Film çıktığında bu dörtlüden hayatta kalan bir tek Kon Ichikawa vardı.84
Orijinal kaynak: akira kurosava. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
1946'da Kurosawa, Hideo Sekigawa ve Kajiro Yamamoto ile ortaklaşa*Those Who Make Tomorrow* (Asu o tsukuru hitobito) filmini yönetti. Görünüşte, filmin Toho stüdyolarında çekilmesini buyurdu. Zaten o zamanlar bu stüdyo ile kontratı vardı. (He claimed that the film was shot in only a week.) Bu film onun yönettiği ve kredi yazılarında geçmediği tek filmdi. Ve ev videolarında(Dvd, Blu-ray vb.) hiç yayınlamamış tek filmidir. The movie was later repudiated by Kurosawa and is often not counted with the 30 other films he made, though it is listed in some filmographies of the director. See Galbraith, pp. 65-67, and Kurosawa's IMDb page. ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page